KARS PUSULA / ADEM ALPAvrupa Antibiyotik Farkındalık Günü,halk sağlığını tehdit eden antibiyotik direnci ve akılcı antibiyotik kullanımı hakkında
farkındalık oluşturmak amacı ile her yıl 18 Kasımda gerçekleştirilen Avrupa
Halk Sağlığı girişimidir. Güncel veriler, Avrupa Birliği çapında dirençli
bakteriler tarafından enfekte edilen hasta sayısının arttığını ve antibiyotik
direncinin halk sağlığı için birincil tehdit haline geldiğini göstermektedir. Dirençli
bakterilerin gelişmesinin durdurulması ve antibiyotiklerin gelecek nesillerde
etkinliğinin sürdürülebilmesi için tek çare antibiyotiklerin akılcı
kullanımıdır. Antibiyotik Farkındalık Günü hakkında açıklama yapan Kars İl
Sağlık Müdür Yardımcısı Uzman Doktor Hasan Altun şu bilgileri verdi.
Dr. Altun; Enfeksiyon hastalıkları, halk
sağlığı açısından önemli ve uygun antimikrobik tedaviyle başarının sağlandığı
bir alandır. Bununla birlikte gerek toplumda gerekse hastanede kazanılan
enfeksiyon hastalıkları akılcı olmayan antimikrobiyal tedavilerin kullanılması
sonucu tedavi edilememekte ve belki de hasta kaybedilmektedir. Uygun
antimikrobiyal tedavi; sağ kalım, komplikasyon ve kronikleşmenin önlenmesi,hastalık şiddet ve süresinin kısaltılması açısından önemlidir. İdeal
antibiyotik kullanımı için; doğru tanı sonrası doğru antibiyotik; en uygun
yoldan, etkin dozda, optimum aralıklarla, uygun süreyle verilmelidir. Doğru
antibiyotik kullanımı için, mikrobiyolojik olarak kanıtlanmış bakteriyel bir
enfeksiyonun varlığı mutlaka sorgulanmalıdır. Tanı açısından gerekli
değerlendirme yapılmadan ve enfeksiyon olmaksızın antibiyotik kullanılması,seçilen antibiyotiğin yanlış olması, antibiyotik dozunun yetersiz veya aşırı
olması, doz aralıklarının uygunsuz olması durumlarında antibiyotikler uygun
kullanılmamış olur açıklamasında bulundu.
Doktor Hasan Altun; Etkinliği bilinen bir antibiyotik yerine maliyeti daha
yüksek ve yeni olan bir antibiyotiğin seçilmesi, gerekli olmadığı halde aynı
anda birden fazla antibiyotiğin kullanılması, kültür sonucuna uygun olmayan
antibiyotik kullanımı da antibiyotiğin uygunsuz kullanımına örneklerdir. Birinci
basamak tedavi hizmetlerinde tüm antibiyotik reçetelerinin çoğunlukla solunum
yolu enfeksiyonları için düzenlendiğini gösterilmiştir. Birçok solunum yolu
enfeksiyonu vakasında antibiyotiklerin gerekli olmadığına ve hastanın
bağışıklık sisteminin basit enfeksiyonlarla mücadele edebilecek yeterlilikte
olduğuna ilişkin kanıtlar mevcuttur. Sadece bakteriyel enfeksiyonlara karşı
etkili olan antibiyotikler; yaygın olarak yanlış kullanımın gözlendiği soğuk
algınlığı veya grip gibi virüslerin neden olduğu enfeksiyonlar için çözüm
değildirler ve virüsün diğer insanlara bulaşmasını önlemezler. Antibiyotik
kullanımı gerektirmeyen durumlarda, enfeksiyon taşıyan hastalardan diğer
kişilere bulaşmasını önlemek amacıyla enfeksiyon kontrol tedbirlerinin alınması
yeterlidir. Dr. Altun; Antibiyotiklerin yanlış nedenlerle veya doğru olmayan
biçimde kullanılması, bakterilerin sonraki tedavilere karşı direnç göstermesine
neden olabilir. Antimikrobiyal direnç, bu mikroorganizmanın neden olduğu
enfeksiyonu tedavi etmek veya önlemek amacıyla antimikrobiyal ajanın etkisinin
azalmasına veya yok olmasına neden olur. Bakteriler için antibiyotik direnci,bakterilerin herhangi bir antibiyotiğin varlığına rağmen üreyebilmesi ve
enfeksiyon yapabilmesidir. Bunun sonucunda ise, daha sonra antibiyotiğe ihtiyaç
duyulduğunda işe yaramazlar. Bu yalnızca antibiyotiği uygun olmayan biçimde
kullanan kişi açısından değil, sonradan dirençli bakteriye yakalanma riski olan
herkes için tehlike oluşturmaktadır. Antibiyotik direnci tüm dünyada önemli bir
sağlık sorunu haline gelmiştir. Antibiyotik-dirençli bakterilerin yol açtığı
enfeksiyonlar, hastalığın ve ölüm oranlarının artması ve hastanede geçirilen sürenin uzaması ile
sonuçlanmakta ayrıca tedavi maliyetlerinde de artışa neden olmaktadır.
Antibiyotik kullanımı, insanlardaki normal bakteriyel floranın değişmesine bu
da çoğu kez antibiyotik dirençli bakterilerin ortaya çıkmasına ve ishal gibi
yan etkilerin görülmesine neden olabilmektedir. Unutmayalım ki antibiyotikler;ateş düşürmez, ağrı dindirmez, virüslere bağlı enfeksiyonları tedavi edemez.
Yaygın ve yanlış kullanıldığında ise hızla direnç gelişen antibiyotik, esas
etki beklediğimiz bakterilerin neden olduğu enfeksiyonların tedavisinde de
etkisiz hale gelir. Hekim reçete etmedikçe antibiyotik kullanılmamalıdır.
Hastaların, daha önceki bir hastalığında kullandığı antibiyotiğin, tekrar
benzer hastalığa yakalansa bile hekime danışmadan kullanmaması gerektiği
konusunda bilinçli olması gerekmektedir. Özellikle grip ya da nezle gibi
virüslere bağlı solunum yolu enfeksiyonlarında antibiyotiklerin tedavide yeri
olmadığını unutulmamalıdır. Hekim önerisi sonrası reçete ile alınan
antibiyotiğe, enfeksiyonu en etkili biçimde tedavi etmek ve direncin ortaya
çıkma riskini azaltmak için antibiyotikler doğru dozda, doğru şekilde ve
reçeteye uygun zaman aralıklarında alınarak uygun biçimde kullanılmalıdır.
Hasta kendisini iyi hissetse bile tedaviyi hekimin belirttiği süreden önce
sonlandırmamalıdır. Aksi taktirde faydadan çok zarar getirecektir. Artmış veya
reçetesiz alınmış antibiyotikler yerine her zaman tıbbi reçeteli antibiyotikler
kullanılmalıdır. Bakteriyel enfeksiyonlara karşı en önemli silahımız olan
antibiyotiklere direnç gelişimini önlemek için antibiyotikleri doğru kullanma konusunda toplum olarak farkındalığımızı
artırmamız gerekmektedir dedi.
